6 Şubat 2023, saat 04:17… Aniden gelen 7,7 büyüklüğündeki depremle binlerce can enkaz altında kaldı. Kalpler paramparça, yuvalar yerle bir oldu… Felaketin acı dozu, 13:24’te Kahramanmaraş 7,6 şiddetinde sarsıldığında daha da arttı. Kahramanmaraş merkezli iki depremin yarattığı büyük yıkım Türkiye’yi derinden sarstı.
11 şehrimizi etkileyen deprem felaketinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti ancak ülkemizi sarsan depremin yaralarını tam olarak saramasak da hala büyük çaba sarf ediyoruz. Bu süre zarfında, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve kamu kurumları yaraları iyileştirmeye ve toplumu güçlendirmeye devam ediyorlar.
“Depremin Yaralarını Saran Markalar” dosya haberimizde, marka liderleri 6 Şubat depremi kapsamında toplumu güçlendirmek ve iyileştirmek adına attıkları adımları anlatıyor. Haberde yer alan her bir marka, farklı alanlarda yaptığı çalışmalarla dikkat çekiyor ve depremin yarattığı zorluklara karşı güçlü bir çözümler sunuyor. Aynı zamanda markaların bu çabaları, felaketin izlerini silmek için bir araya gelmiş bir toplumun gücünü ve dayanışmasını yansıtıyor. İşte umudu aydınlatan, depremin yaralarını sararak insanlık adına güçlü adımlar atan markaların çabaları…
“Toplum, çevre ve gezegenimiz için kalıcı ve uzun vadeli pozitif etkiler yaratmak adına tüm markalarımızla bölgedeyiz”
Ebru Şenel Erim – Unilever Türkiye, Kuzey Afrika ve Orta Doğu Kurumsal İlişkiler ve İletişim Başkanı
Kahramanmaraş depremi, Unilever olarak bu topraklardaki 100 yılı aşkın geçmişimiz boyunca tanıklık ettiğimiz en acı olaylardan biriydi. Hayatını kaybedenlerin acısı hala yüreğimizde. Geride kalanların hayata yeniden sarılabilmeleri için elimizden gelen her desteği verdik, vermeye de devam ediyoruz.
Depremi öğrendiğimiz ilk andan itibaren AFAD, Kızılay ve Bakanlıklar gibi yetkili kurumların yönlendirmeleri doğrultusunda büyük dayanışma hareketinde yerimizi aldık. Bu noktada Unilever Global de yanımızdaydı. Global ekiplerimiz, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği aracılığıyla, Türkiye ve depremden etkilenen bir diğer ülke olan Suriye için ayni ve maddi yardım içeren 1 milyon Euro’luk bir kaynağı devreye aldı.
Unilever Türkiye olarak, yaşanan felaketin ilk gününden itibaren afet bölgesine yönelik çalışanlarımız ve toplum için gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda şu ana kadar 4 milyon Euro’dan fazla kaynak kullandık. Unilever Türkiye çalışanlarının bölgedeki yardım kuruluşlarına gerçekleştirdikleri bireysel bağışların toplamı olan yaklaşık 2,6 milyon TL’lik yardımın ve Unilever’in yurt dışındaki çalışanları tarafından toplanan 145 bin dolar değerindeki bağışın eş miktarını biz de AFAD ve Türk Kızılay’ına aktardık.
Depremin ardından ilk etapta gıda, hijyen ve kişisel bakım ürünlerimiz ile içme suyu da içeren yardım malzemelerine bölgeye ulaştırdık. Birleşik Arap Emirlikleri ve Dubai’de bulunan bölge ekiplerimiz, 10 kamyon yardımı Türkiye’ye gönderdi.
Ticaret Bakanlığı ve Aile Sosyal Güvenlik Bakanlığının başlattığı Deprem Yardımlaşma Seferberliği’ne, Unilever çalışanlarının ve iş ortaklarımızın kullandığı Unishopturkiye.com e-ticaret mağazasıyla dahil olduk. Sayfadan alınan yardım paketi siparişlerini, herhangi bir ticari kazanç sağlamadan deprem bölgesine ulaştırdık.
Günde 20.000 kişinin duş ihtiyacını karşılayan 385 adet mobil duşta kullanılmak üzere 2023 yılı boyunca şampuan sevkiyatı yaptık. Bir yandan akut ihtiyaçları karşılarken, diğer yandan da Unilever Food Solutions şeflerimizin katkılarıyla Adıyaman ve Hatay’da günde 15 bin kişiye başta sıcak çorba olmak üzere yemek servisi sağladık.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) depremden en çok etkilenen yerlerden biri olan Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde 76.700 m²’lik alanda hayata geçirdiği; içinde okul, güvenlik, sağlık ocağı, çocuk parkı ve spor sahaları gibi tüm sosyal alanların da bulunduğu ‘DEİK Yaşam Kenti’ne Unilever olarak, 2 adet konteyner bağışıyla katkıda bulunduk.
Yaşanan felaketten etkilenen bölge çalışanlarımız, iş ortaklarımız ve aileleri için kapsamlı bir destek programını hayata geçirdik. İlk etaptaki nakdi ihtiyaçlarına destek olmanın yanı sıra hızla sağlamlık kontrolünü yaptırdığımız bölge depolarımızı barınma için açtık. Evlerini kaybeden çalışanlarımıza, DASK ödemelerinin eş değeri miktarda destek verdik.
Akut ve acil ihtiyaçların yanı sıra toplum, çevre ve gezegenimiz için kalıcı ve uzun vadeli pozitif etkiler yaratmak adına tüm markalarımızla bölgedeyiz. Cif, 55 çadır kentte, bölge halkından istihdam ettiği Cif temizlik ekipleriyle mutfak, tuvalet gibi ortak alanların temizlenmesine katkı sağladı. Cif #TemizkenGüzel Hatay Parkı ile deprem bölgesinde yaşayanlar için önemli bir ihtiyaç olan yeşil ve temiz sosyalleşme alanları yarattı. Cif’in deprem bölgesi çalışmaları bölgede 1 milyondan fazla insanın yaşamına dokunuyor.
Domestos, bölge ihtiyaçlarına özel olarak ürettiği Domestos Afet ve Acil Durumlar için Parfümsüz Yoğun Kıvamlı Çamaşır Suyu ürünleriyle mobil tuvaletlerin hijyen koşullarının iyileşmesine destek oldu. Ayrıca 10 yılı aşkın süredir yürüttüğü Domestos Okul Hijyen Programı’nı deprem bölgesine yönlendirerek, çocukların güvenle kullanabileceği tuvaletler kurulmasına ve bu tuvaletlerde hijyen koşullarının sürdürülebilirliğine katkı sağladı.
OMO, 2022 yılında başlayan Çocuk Oyun Parkları projesi kapsamında 10 yeni oyun parkını depremden etkilenen yerleşim alanlarında kurarken, Yumoş da afet bölgesindeki çocukların iyilik haline destek olmak için çadır kentlerde pelüş Yumoş ayılarını çocuklarla buluşturdu.
Elidor, Malatya, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta kurulan mobil duşlarda kullanılmak üzere, günde 20.000 kişinin duş ihtiyacını karşılayan şampuan ürünlerini bir yıl boyunca bölgeye göndermeye devam ediyor.
Ayrıca, Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın (TOG) iş birliğiyle Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’da açtığı Elidor X TOG Genç Kadın Destek Merkezleri ile 17-25 yaş arası genç kadınlara sosyal ve duygusal destek sağlıyor.
Deprem gibi büyük bir felaketten en çok çocuklar ve gençlerin olumsuz etkilendiği gerçeğinden hareketle Dove markamız, uzun yıllardır Türkiye çapında yürüttüğü Dove Özgüven Projesi’ni, bölgenin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak Dove Güven Projesi’ne dönüştürdü. UNICEF iş birliğiyle yürütülen projede, depremden etkilenen gençler ve ailelerine psiko-sosyal destek sağlanıyor. Algida ise TEGV ile iş birliği yaparak Ateşböceği eğitim TIR’larını gezici etkinlik alanlarına dönüştürerek, binlerce çocuğun sosyalleşebilmesine ve nitelikli eğitime ulaşabilmesine destek oluyor.
Afet bölgesinde her gün binlerce kişiye sıcak çorba ulaştıran Knorr ise deprem bölgesindeki üreticilerle dayanışma içinde olmak amacıyla ‘Yemek dayanışmadır’ mesajıyla “Knorr’un Kileri”ni açtı. Deprem bölgesinden ürünlerin tüketiciyle buluşturulduğu geçici mağazaların tüm geliri, Knorr’un deprem bölgesindeki çiftçileri desteklemek üzere yürüttüğü çalışmalara aktarıldı.
Unilever Türkiye olarak akut ihtiyaçların ardından bölgedeki ve insanımızdaki yaraları uzun dönemde sarılacak bu afet konusunda, orta ve uzun dönemli bir destek planı üzerinde çalıştık. Özellikle felaketten en yoğun biçimde etkilenen, fiziki ve sosyal olarak yeniden inşa edilecek şehirlerimizde, ilçelerimizde ve köylerimizde hayatın olabildiğince normal akışına dönmesi için markalarımızla nasıl bir rol üstlenebileceğimizi ve pozitif etki yaratabileceğimizi araştırıyoruz. Toplum, çevre ve gezegenimiz için kalıcı ve uzun vadeli pozitif etkiler yaratmak adına tüm markalarımızla bölgedeyiz, olmaya devam edeceğiz.
“Umut Evi’ni sürdürülebilir kılmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz”
Nesli Kılıçal – P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Kurumsal İletişim ve Medya Direktörü
6 Şubat depremlerinde öncelikle bölgede arama-kurtarma çalışmaları, acil ve temel ihtiyaçların karşılanması konusunda çok geniş kapsamlı bir desteğe ihtiyaç duyuldu. P&G Türkiye olarak bu konuda hızla harekete geçtik ve bölgeye hijyenik ped, bebek bezi başta olmak üzere kişisel bakım ve temizlik ürünleri bağışlarımızı Türk Kızılayı aracılığıyla bölgeye ulaştırdık.
Global ve Avrupa merkezlerimizden gelen maddi bağış fonlarını ulusal ve uluslararası dernekler aracılığıyla bölgeye yönlendirdik. Ayrıca tüm dünyadaki P&G çalışanlarının katılımına açık bir bağış kampanyası da başlattık. UNICEF ile ortak çalışarak afet bölgesinde kurulan çocuk, ergen ve aile merkezlerine destek sağladık.
Prima ile Mobil Bebek Bakım Odaları; Head&Shoulders ve Orkid markalarımızla Kişisel Hijyen Noktaları; Ariel-Arçelik ortaklığıyla Mobil Çamaşır Yıkama Tırları; Oral-B ve Türk Diş Hekimleri ortaklığıyla 12 adet Ağız Bakım Ünitesi; Gillette-Braun iş birliği ile mobil berber ve kuaför hizmete açtık.
Yukarıda bahsettiğim acil ihtiyaçlara hizmet eden marka eforlarımız yanı sıra daha uzun soluklu katkı sağlayan sosyal sorumluluk projeleri de hayata geçirdik. Uzun yıllardır Ariel markamızla ve TOG-Migros iş birliği ile sürdürdüğümüz Kıyafet Bağışı programını o dönemde afet bölgesine yönlendirdik ve depremzedelerin acil kodlu tekstil ihtiyaçlarının karşılanması için bağışta bulunduk.
Fairy ve Gıda Kurtarma Derneği iş birliği ile yürütülen Boşa Harcama projemizi bölgeye taşıdık. Kampanyanın lojistik altyapısını yeni yatırımlarla güçlendirerek her ay 1 milyon kişiye gıda desteği sağlama kapasitesine ulaştık. Ramazan ruhunu yaşatmak amacıyla, Fairy öncülüğünde yerel tatlı çeşitleri, ramazan şerbeti ve şeker macunu ikramında bulunduk. Kurduğumuz mini çay bahçelerinde insanların bir araya gelmelerini sağladık. Hacivat -Karagöz etkinlikleriyle çocukların yüzünü güldürmeye çalıştık. Şef Rafet İnce ile yapılan iş birliği ile 4 akşam boyunca özel hazırlanan iftar menüleri Fairy gıda aracıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı.
Gilette Yılın Sporcusu Ödülü programımızı deprem bölgesindeki gençlere spor ekipmanı bağışladığımız bir mekanizmayla geliştirdik, AÇEV Mutlu Çantam projesiyle bölgedeki çocuklara eğitim kiti desteği sağladık. Orkid ile Suna’nın Kızları’nın Hatay’daki Çocuk Yaşam Merkezi’nin ana destekçisi olduk.
Pantene-Pİ Kadın Kanserleri Derneği iş birliğiyle peruk bağış programını bölgeye yönlendirdik. Tüm bu çalışmalarımızla temel ihtiyaçlar yanı sıra eğitim, sağlık, sosyalleşme gibi ihtiyaçların karşılanmasına ve yaraların daha hızlı iyileşmesine katkıda bulunduk.
Deprem bölgesindekş eforlarımızı daha kalıcı ve sürekli hale getirmek amacıyla Kasım 2023’te İslahiye, Gaziantep’te Umut Evi projemizi hayata geçirdik. Üç ayrı başlıkta hizmet sunan projede çocuk ve gençlerin sosyal faaliyetlerini ve eğitimlerini desteklemek üzere Toplum Gönüllüleri Vakfı ile kurduğumuz “Destek Merkezi”nde çocukların ve gençlerin rehabilitasyonuna yönelik atölyeler, kültür- sanat eğitimleri, okul destek çalışmaları gibi etkinlikler gerçekleştiriliyor.
Aynı proje kapsamında sporun iyileştirici gücünü bölgeye taşımak amacıyla ise Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi iş birliğiyle “Spor Okulu”nu hizmete açtık. Burada 6-16 yaş arası çocuk ve gençler, voleybol, futbol, hentbol ve basketbol gibi ana branşlarında eğitim alabiliyor.
Bunlarla birlikte proje kapsamında temel ihtiyaçları karşılamak üzere P&G markalarıyla sunduğumuz ağız bakım ünitesi, çamaşırhane, bebek bakım odası ve kütüphane yer alıyor. Umut Evi’ni sürdürülebilir kılmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.
“Kaynaklarımızı ve çabalarımızı deprem bölgesine yöneltmeye, üstümüze düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam ediyoruz”
Esra İren – PepsiCo Türkiye Kurumsal İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Kıdemli Direktörü
PepsiCo olarak depremin ilk gününden beri depremden etkilenen bölgedeki vatandaşlarımızın yanında olduk, yaralarımızı beraber sarmaya gayret ettik. Depremden en çok etkilenen şehirler için elimizden gelen her türlü desteği verdik ve vermeye devam ediyoruz. Deprem bölgesine kısa vadede acil ihtiyaçların karşılanmasına ilaveten bölgenin yeniden kalkındırılması için uzun vadeli ihtiyaçlara yönelik destekler üzerinde de çalışıyoruz.
Kısa vadeli ihtiyaçlar kapsamında depremden hemen sonraki günlerde PepsiCo Türkiye olarak yiyecek ve içecek taşıyan 20 tırımızı AFAD ile koordineli bir şekilde bölgeye gönderdik. PepsiCo Vakfı desteğiyle ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak adına bağış sürecimizi başlattık. Bu kapsamda PepsiCo Vakfı tarafından sağlanan destek ile birlikte bölgede ihtiyacı olan vatandaşlarımıza toplamda yaklaşık 40 milyon TL’lik yardım ulaştırdık. Yine bu kapsamda TİDER aracılığı ile depremden etkilenen vatandaşlarımıza Ramazan’da da dahil olmak üzere gıda ve hijyen kiti gibi temel ihtiyaç malzemeleri gönderdik.
Birleşmiş Milletler World Food Program ile de deprem bölgesine temel gıda yardımı ulaştırdık. Bunlara ek olarak Hatay ve Adıyaman gibi şehirlerimize 3 tır temiz içme suyu ulaştırdık, belediyeler ve AFAD aracılığıyla çadır, ısıtıcı, maske, yakacak desteği gibi birçok farklı malzemeyi de ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Ayrıca çalışanlarımızın bu felaketten zarar görenler için destek olabileceği bir eşleştirme platformu açtık. Tüm dünyadaki çalışanlarımızın bu platform üzerinden yaptıkları kişisel bağışların iki misli kadar, şirket olarak da bağış yaparak destek oldu.
Ülkemizi derinden sarsan ve 11 şehrimizi etkileyen deprem felaketinin üstünden neredeyse bir yıl geçti. Yaralarımızı hala tam olarak sarmış değiliz. Bunun için hem özel sektör hem de kamu kurumları ellerinden gelen gayreti göstermeye devam ediyor. Biz de PepsiCo olarak hepimizi derinden üzen bu büyük felaketin ardından kaynaklarımızı ve çabalarımızı deprem bölgesine yönelik yardım çalışmalarına yöneltmeye, üstümüze düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam ediyoruz.
Tüm markalarımızla deprem bölgesindeki vatandaşlarımıza destek olmak için çalışıyoruz. Lay’s’in markamızın futbolun gücüyle, dünyanın dört bir yanında ihtiyaç içindeki topluluklara mutluluk getirmek amacıyla başlattığı küresel bir girişimi var, adı RePlay. Bu küresel girişimi Türkiye’de Ruffles markamızla sahipleniyoruz. Türkiye’de yaşanan depremlerden sonra RePlay projesi planlamasını ve zamanlamasını yeniden tasarladık. Bu proje kapsamında oluşturulacak halı sahamızı depremden etkilenen Şanlıurfa’da hayata geçirdik. Geri dönüştürülmüş cips paketlerinden elde edilen peletlerle yaratılan sürdürülebilir futbol sahamız bölgedeki herkesin ücretsiz olarak kullanımına açıldı.
Ayrıca Lay’s markamızla, PepsiCo Vakfı desteği ve Anadolu Meraları iş birliğiyle geçen yıl hayata geçirdiğimiz “Lay’s Yenileyici Tarım” projesini bu yıl “Lay’s Ortak Hareket, Yeniden Bereket Projesi” ismiyle depremin yaralarını sarmak için Hatay Samandağ’da hayata geçirdik. “Ortak Hareket, Yeniden Bereket Projesi” kapsamında çiftçilere sunulacak hibe, eğitimler, mentorluk ve bölgeye uygun tarım pratikleriyle kurulacak dirençli gıda ağı modeli sayesinde zorlu koşullara uyum sağlayabilecek bir gıda ağı oluşturacağız. Samandağ Tarımsal Kalkınma Kooperatifi aracılığıyla, çiftçilere hem kendi arazilerinde hem de proje kapsamında kurulan Topluluk Merkezli Üretim Alanı’ndaki seralarda ve açık alanda üretim yapmaları için destek sağlıyoruz. Çiftçiler proje kapsamında coğrafi işaretli bir ürün olan Samandağ Biberi, marul, domates, salatalık, mantar ve fide üretimi yapıyor.
Bölgede hayata geçirdiğimiz projelerimizin uzun vadeli rehabilitasyon çabalarına katkı sağlayacağına yürekten inanıyoruz. Depremin yaralarını bir parça sarabilmek, çiftçilerin yeniden yaşama tutunmaları için hayata geçirdiğimiz “Ortak Hareket, Yeniden Bereket Projesi” projesi ile de hem toplumsal dayanışmayı büyütmeyi hem de hem de çiftçilerimizin yeniden hayata tutunmalarını amaçlıyoruz. Üzerinde çalıştığımız, bölgedeki gençleri desteklemeye yönelik projelerimiz var. Bu projelerimizin detaylarını da önümüzdeki günlerde paylaşacağız. Bölgede umudu diri tutmak ve bölge halkının yeniden daha güçlü bir şekilde ayağa kalmalarını ve hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam edebilmeleri sağlamak için desteklerimizi önümüzdeki dönemde de devam ettireceğiz.
“‘Depremi unutma, unutturma’ demeye devam edecek, depremzede vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz”
Çağlayan Kent – Hayat Holding Global İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü
Hayat Holding olarak, 6 Şubat depremlerinin hemen ardından hızla harekete geçtik ve yardım sürecini iki faz olarak ele aldık. İlk fazda çalışanlarımız ve iş ortaklarımız dahil olmak üzere, bölgedeki tüm vatandaşların temel ihtiyaçlarını gidermeyi amaçladık. Başta Kızılay olmak üzere yetkili sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruluşları aracılığı ile bölgeye bebek bezi, hijyenik ped, deterjan ve tuvalet kâğıdı gibi 200 tır temel ihtiyaç malzemesi sevk ettik. Aynı zamanda bölge halkının barınma, ısınma ve gıda gibi acil ihtiyaçlarını gidermek amacıyla yardım kuruluşları aracılığıyla 100 milyon TL nakdi, 30 milyon TL ayni bağışta bulunduk.
İkinci fazda ise desteğimizi, depremzede vatandaşlarımızın orta ve uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılamak odağında planladık. Bu minvalde deprem bölgesinde özel sektör-üniversite iş birliğiyle gerçekleştirilen ilk toplumsal fayda projesi olan Hayat İyi Yaşam Merkezi’ni kurduk.
Malatya’da 20 bin depremzedenin konakladığı Türkiye’nin en büyük konteyner kenti Samanköy’de faaliyete geçirdiğimiz Hayat İyi Yaşam Merkezi ile depremzede vatandaşlarımızın hayata yeniden katılabilmeleri için orta ve uzun vadede zihinsel, bilişsel ve fiziksel gelişimlerine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Merkezimizin en önemli özelliği akademik donanımıyla son derece güçlü bir alt yapıya sahip olması. Hayat İyi Yaşam Merkezi’nin Türkiye’de en son kurulan konteyner yerleşkesinde kurulması da amaçladığımız sosyal faydayı çok daha anlamlı ve işlevsel hale getiriyor.
Malatya Samanköy’deki tüm depremzede vatandaşlarımız uzun süre çadırlarda kalan ve ihtiyaçlarının karşılanması noktasında son derece dezavantajlı gruplardan oluşuyordu. Dolayısıyla merkezde devreye aldığımız eğitim programlarının ve rehabilitasyon süreçlerinin çok daha detaylı ve titiz bir çalışma ile oluşturulması en önemli gündem maddemiz oldu. Başta Hacettepe Üniversitesi rektörlüğü olmak üzere farklı bölümlerden dekanlar ve akademisyenlerle aylar boyu süren çalışmalar neticesinde kapsamlı eğitim programları ve atölye çalışmaları kurguladık.
Hacettepe Üniversitesi gönüllülerimiz; haftanın 6 günü sabah 09.00’dan akşam 18.00’e kadar süren eğitim programlarıyla konteyner kentteki vatandaşlarımızla birebir ilgileniyorlar. Merkezde özellikle annelerin, çocukların, gençlerin ve yaşlıların psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarına odaklanılıyor; zihinsel, bilişsel ve fiziksel gelişimlerini önceliklendirilerek orta ve uzun vadede rehabilite edilmelerine katkı sağlanıyor.
Aynı zamanda çocuk ve gençlere yönelik erişkin eğitimi faaliyetleri ve okuma yazma eğitimleriyle de farklı konularda akademik çalışmalar gerçekleştiriliyor. 30 Ekim’den bu yana depremzede vatandaşlarımızın hizmetine sunulan merkezimizde çok kısa bir zaman geçmesine rağmen şimdiye kadar 4 binin üzerinde vatandaşımız eğitim ve rehabilitasyon faaliyetlerinden faydalanma olanağı buldu.
Hayat İyi Yaşam Merkezi’nde 4 bin kitaplık kütüphane, 30 adet masa üstü bilgisayarın bulunduğu bilgisayar odası, anne ve bebek destek ünitesi, 65 yaş üstü destek ünitesi, ergoterapi ünitesi, oyun ve sanatla gelişim bölümleri, etüt ünitesi ve iki büyük çamaşırhane bulunuyor. Ayrıca konteyner kentin bahçesinde çocuklarımız için bir açık hava parkı da yer alıyor. Yine Malatya Samanköy’deki konteyner kentin içinde çocukların ve gençlerin basketbol, futbol ve voleybol oynayabilecekleri; sporla fiziksel ve zihinsel gelişimlerine katkı sunacağımız çok amaçlı bir spor tesisi kurmak üzere çalışmalarımıza başladık. Hayat Holding olarak ‘Depremi unutma, unutturma’ demeye her fırsatta devam edecek, depremzede vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.
“En zorlu zamanlarda ülkemize fayda sunabilmekten gurur duyuyoruz”
Özlem Özkaya – Siemens Türkiye Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü
6 Şubat 2023’te meydana gelen ve hepimizi derinden etkileyen deprem felaketinin hemen ardından Siemens Türkiye olarak toplumumuza desteklerimizi hızla başlattık.
Siemens Türkiye olarak afetin ilk gününden itibaren bu son derece zor dönemde ülke genelinde sürdürülen yardım faaliyetlerine destek olmak için çalıştık ve var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Bölgedeki son derece zor şartların etkilerinin hafifletilmesine yönelik bu yardım faaliyetlerinde yer almak hepimize birlik ve beraberliğin önemini gösterdi.
Depremin ardından ilk etapta hızlı aksiyonlarla acil desteklerimizi gerçekleştirdik. Siemens Türkiye Arama Kurtarma Ekibimiz SAKE’de yer alan çalışmalarımız deprem sonrasında hızla bölgeye ulaşarak arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Kampüsümüzde gönüllü çalışma arkadaşlarımız tarafından ayni yardımlar toplandı ve onları bölgeye ulaştırdık, konteyner bağışı gerçekleştirdik. Deprem bölgesindeki istihdama destek olmak için Youthall’un Genç İstihdam Kampanyası’na dahil olduk. Kahramanmaraş ve Adıyaman illerinde elektrik dağıtımından sorumlu yerel elektrik şirketi ile koordineli çalışmalarla geçici arızalarda enerji alan yaklaşık 396 bin abonenin kesinti sürelerinin ortalama 3 dakikanın altına inmesini sağladık. Bunlar anlık olarak en hızlı destekleri vermek üzere aldığımız çeşitli aksiyonlardan bazıları.
Bunların yanı sıra, uzun vadeli destekleri gerçekleştirmek üzere global vakfımız Siemens Caring Hands depremin akabinde bir bağış kampanyası başlattı. Büyük felaketlere destek vermek üzere kurulmuş olan kar amacı gütmeyen vakfımız, dünya çapında tüm Siemenslilerin katılabileceği şekilde düzenlediği bu bağış kampanyalarına farklı kıtalardaki 365 binin üzerinde çalışma arkadaşımızdan bağış toplayabiliyor. Depremin ardından Siemens ve Siemens Healthineers’in 1 milyon Euroluk desteğiyle başlayan ve ardından tüm dünyada çalışma arkadaşlarımızın katılımı ile devam eden bu bağış kampanyamız sonrasında da, Siemens ayrıca çalışma arkadaşlarımızın desteğinin toplamı kadar bir ilave bağış yaparak desteği daha da büyüttü.
Bu meblağ ile farklı alanlarda faaliyet yürüten çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla irtibata geçip, özel projeler oluşturarak; özellikle eğitim, çocuk, kadın, sağlık konularında deprem bölgesine destek verdik.
Bunlardan bazılarına değinecek olursak;
- Darüşşafaka Cemiyeti’ne depremzede çocuklar için gerçekleştirdikleri ve yurt yapımından yeni öğretmenler istihdam edilmesine kadar tüm ihtiyaçları kapsayacak kapasite artırımı için nakdi bağışta bulunduk.
- Türk Eğitim Vakfı’na depremzede öğrencilerin eğitimlerinin yarıda kalmaması için oluşturdukları “Yarıda Kalmasın Burs Fonu” için nakdi bağış gerçekleştirdik.
- Anne Çocuk Eğitim Vakfı’na, depremzede ebeveyn ve çocuklara psikososyal ve psikolojik destek sağlayan ve bölgede açılan “AÇEV Merkezleri” için nakdi bağış yaptık.
- Deprem sonrasında uzuvlarını kaybeden çocuklarımızın protez ihtiyaçları için “Bridge To Türkiye Fund” aracılığıyla Çocuk Ampute Destek Programı’na nakdi bağışta bulunduk.
- Deprem bölgesindeki hastanelerde kullanılmak üzere 5 mobil röntgen cihazı bağışı gerçekleştirdik.
Toplum Gönüllüleri Vakfı ile “Dijital Okuryazarlık Programı” oluşturduk. Siber güvenlik ekibimizin de içeriğinin oluşturulmasına destek verdiği program kapsamında afetten etkilenen Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gaziantep ve Malatya’da konteyner kentlerde yaşayan, 10-14 yaş arası 1000 çocuğumuza dijital dünyadaki potansiyel riskleri anlamalarına ve kendilerini bu risklerden korumalarına yardımcı olacak eğitimler vereceğiz.
Öte yandan farklı konu odaklarındaki sivil toplum kuruluşları ile de yeni projeler oluşturmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemde, hayata geçirdiğimiz projelerimize yenilerini de ekleyeceğiz. Birlik ve dayanışmamızdan aldığımız güçle en zorlu zamanlarda ülkemize fayda sunabilmekten gurur duyuyoruz.
“Hem günlük hem de uzun dönemli ihtiyaçlara yönelik çözümde aktif olmaya devam edeceğiz”
Pınar Ulutaş – SANKO Holding Kurumsal İletişim Direktörü
SANKO Holding olarak, Kahramanmaraş merkezli ve çevresindeki 11 ilimizi doğrudan etkileyen deprem felaketini bölgede en yakından yaşayan, büyük acılara ve yıkıma tanık olan kurumlardan biriyiz. İnsanlarımızı kaybetmenin acısını hala yaşıyoruz.
Depremin ilk gününden itibaren SANKO Holding, Grup şirketlerimiz, Sani Konukoğlu Vakfı ve SANKO Üniversitesi Hastanesi ile birlikte tüm imkanlarımızı seferber ederek Bakanlıklar, Valilikler, AFAD, STK’lar ve tüm yetkili kurumlar ile iş birliği içinde yardım çalışmalarımızı yürüttük. SANKO Holding olarak kurtarma, ekipman sağlama, tedavi, barınma, gıda ve temel ihtiyaç malzemeleri temini ve organizasyonu dahil olmak üzere çalışmalara destek verdik. SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde tüm sağlık personelimiz acil sağlık desteği için gece gündüz demeden çalıştı.
Çalışanlarımızdan oluşan yaklaşık 450 kişilik SANKO Gönüllüleri ekibimiz, arama ve kurtarma çalışmalarına destek oldu. Gönüllülerimizin destek sağladığı çalışmalarda 24 kişi sağ olarak kurtuldu. Arama kurtarma çalışmalarında ihtiyaç duyulan forklift, iş makinaları, ekskavatör, termal kameralar ve diğer tüm ekipmanlar konusunda anında destek verebilmek için teknik ekiplerimiz de aktif olarak sahadaki çalışmalarına devam etti.
Türkiye ve yurt dışındaki çalışanlarımızla, paydaşlarımızla ve müşterilerimizle birlikte yardım ve bağışları koordine ettik. Valilik ve AFAD ile koordinasyon hâlinde SANKO Holding şirketlerinin üretim tesisleri içerisindeki depoları yardım depolarına dönüştürdük. SANKO Gönüllüleri, vardiyalı olarak bu depolarda çalıştı.
Depremin yarattığı büyük yıkım, depremzedelerin en temel ihtiyaçlarını acilen karşılamayı gerektirdi. İlk günlerde barınma ihtiyacını karşılamak üzere depremden etkilenen çalışma arkadaşlarımızı, ailelerini ve binlerce vatandaşımızı iş yerlerimizde, okullarımızdaki spor salonlarında, üretim tesislerimizde ve kültür merkezleri, camiler, sosyal tesisler gibi daha önce yapımını üstlendiğimiz sağlam yapılarda misafir ettik. Sıcak yemek ikramlarımız Gaziantep, Adıyaman, Narlı ve Pazarcık’ta her gün 50 bin kişiye ulaştı.
Bunun yanında, afet bölgesindeki tüm çalışma arkadaşlarımızın ihtiyaçlarına bir nebze destek olabilmek için bölgede bulunan 8 bin çalışanımızın her birine ayni ve nakdi afet yardımı da yapıldı.
Bu büyük felaketi birlik, beraberlik ve dayanışma ruhuyla aşacağımıza ve yaraları birlikte saracağımıza inandık. Halen de bu anlayışla desteğimizi sürdürüyoruz. Odağımızda insanımız var. Felaketin arama-kurtarma, acil sağlık müdahalesi gerektiren acılı günlerinin ardından evlerini kaybeden binlerce depremzedenin geçici konutlara yerleştirilmesine destek verdik. Adıyaman, Narlı ve Gaziantep’te toplam 1500 konteynerden oluşan konteyner kentler kurduk. Konteyner kentte yaşayan aileler için barınma yanı sıra psikososyal destekler de sağladık. Bu kapsamda konteyner kentimizde sağlık kabini, psikolojik destek imkânı, kütüphane, etüt merkezi, oyun alanları, market ve diğer sosyal alanlar gibi hizmetler veriyoruz.
Bunların yanı sıra bölgenin ihtiyaçlarını sürekli gözlemeye devam ediyor, ona uygun çözümler üretmeyi sürdürüyoruz. Örneğin deprem döneminde gençlerimizin eğitimlerine ara vermemeleri için 5 bin adet tablet SANKO Holding tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlandı.
Gaziantep Valiliği, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, SANKO Üniversitesi, İl Sağlık Müdürlüğü ile Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü iş birliğiyle “Gaziantep Tomurcukları Projesi”ni hayata geçirdik. Gaziantep’te depremden etkilenen çocuklara yönelik geliştirilen projeyle, ebeveynlerini kaybetmiş çocuklar ile tedavi altında olan ebeveynlerinin yanında refakatçi olarak kalan çocukların tespit edilmesi ve bu çocukların sağlık, eğitim ve psikososyal açıdan değerlendirilerek desteklenmesini hedefledik.
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) iş birliğiyle Adıyaman’da SANKO Tekstil konteyner kent içerisinde hayata geçirdiğimiz TEGV Öğrenim Birimi, minik misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. İlköğretim düzeyindeki çocuklar için oluşturulan özgün eğitim programları ile çocuklarımızın sosyal ve duygusal farkındalıklarını artırarak bilgi ve beceri gelişimlerini destekliyoruz.
Sanat, Okuma, Matematik, Fen, Değerler, Bilişim, Hijyen, Sağlıklı Yaşam, Kutu Oyunları, Ağız ve Diş Sağlığı ile Bahçe Oyunları gibi birçok farklı alanda farkındalık kazandırmayı amaçlayan eğitim içerikleriyle çocukların yaratıcılık, takım çalışması, sorun çözme, özgüven ve iletişim gibi yaşam becerilerinin geliştirilmesi hedefleniyor.
SANKO Holding olarak, 120 yıldır hizmet verdiğimiz bölge insanının bundan böyle de yanındayız. Her an hem kendi gözlemlerimizle ihtiyaçları belirleyerek hem de kamu ve sivil toplum kuruluşlarının önerileriyle nasıl yeni desteklerde bulunabileceğimizi, çözüme nasıl katkı sunabileceğimizi takip ediyor, buna göre gerekli kararları alıyoruz. Geçici yaşam alanlarının iyileştirilmesi için çalıştığımız sivil toplum kuruluşlarından biri olan MİMARDER ile yaptığımız projelerle afete dirençli şehirler için tasarım kültürüne destek oluyoruz. Bu amaçla MİMARDER’in “Afet Sonrası Geçici Yaşam Alanlarının İyileştirilmesi” Öğrenci Fikir Yarışmasını destekledik ve yarışmacıları ödüllendirdik. Fikirlerin hayata geçmesi aşamasındayız. Çocuklar ve gençler için ilgili kuruluşlarla yaptığımız çalışmalar devam edecek. Hem günlük hem de uzun dönemli ihtiyaçlara yönelik çözümde aktif olmaya devam edeceğiz.
“Uzun vadeli sürdürülebilir çözümlerle bölgedeki toplumsal iyileşmeye katkıda bulunmaya devam edeceğiz”
Rana Birden – Kale Grubu Kurumsal İletişim ve Etki Yatırımları Bölüm Başkanı
Ülkemizin en büyük felaketlerinden olan 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, Kaleseramik Vakfı olarak depremin neden olduğu acil duruma hızla müdahale ederek, bölgedeki ihtiyaçların belirlenmesi, acil yardım faaliyetlerinin koordinasyonu ve toplumun temel ihtiyaçlarının karşılanması konularında hızlı aksiyonlar aldık.
İlk olarak Kale Grubu şirketleri, Kale Gönüllüleri, Kale Bayileri ve uluslararası paydaşların maddi, manevi desteklerini Vakfımızın çatısı altında topladık. AFAD ile koordineli bir şekilde yardımların ihtiyaç hiyerarşisine uygun bir şekilde yönetilmesinin önemini göz önünde bulundurduk. Bölgedeki sivil toplum kuruluşlarıyla güçlü bir iş birliği kurduğumuz süreçte, kendi üretimimiz olan yaşam konteynerleri ve engelli bireylerin kullanımına uygun hijyen konteynerlerinin yanı sıra, uluslararası kurum ve kuruluşların konteyner bağışlarını deprem bölgesine ulaştırdık.
Bu büyük felaketin yarattığı acil durumda, KSV’nin koordinasyonunda bir araya gelen Kale Grubu şirketleri, Kale Gönüllüleri, paydaşlar ve sosyal girişimcilerin çalışma ve çabalarını detaylı bir şekilde derleyen Afet Sonrası Çalışmalar Raporu’nu hazırlandık. Kale Gönüllüleri, sosyal girişimciler ve çeşitli paydaşların afet bölgesindeki gözlemlerine de yer verdiğimiz rapora https://www.ksvvakfi.org.tr/unutmadikcaumutlaniyoruz linkinden ulaşabilirsiniz.
“Sürdürülebilir yardım” stratejimizi oluşturabilmek için kapsamlı araştırmalar yaptık ve veriye dayalı bir yol planı oluşturduk. Afetzedelerin manevi olarak yanlarında yer almak, onlara psikososyal destek sağlayabilmek olmazsa olmazımızdı. Toplumun dayanışma duygusunu canlı tutmak ve depremzedelerin uzun vadeli rehabilitasyonuna destek olmak amacıyla İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı topluluğumuzda yer alan sosyal girişimcilere yönelik Topluluk Destek Programı’nı başlattık. Bu program ile amacımız bölgedeki toplulukları güçlendirmenin yanı sıra “en kırılgan grup” olarak nitelendirilen ve eşitsizliklere en çok maruz kalan kadınların, çocukların ve engellenen bireylerin yanında yer almaktı. Sosyal girişimcilerin benzersiz bakış açısı ve emekleri sayesinde amacımıza adım adım ulaştık.
Topluluk Destek Programı kapsamında; daha önce İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı ekosistemine dahil olan 8 tane sosyal girişimci, deprem bölgesindeki insanların ihtiyaçlarına yönelik proje geliştirerek 2 milyon TL’lik bir hibe almaya hak kazandı ve bölgede çok önemli çalışmalara imza attılar. Topluluk Destek Programı kapsamında hibe almaya hak kazanan; Erişilebilir Her Şey, Anlatan Eller, Tospaa, Blindlook, Roof Coliving ve Microfon, Joon & This is Mana isimli sosyal girişimler, deprem bölgesindeki gençleri ve çocukları desteklemek, sosyo-kültürel hayatı yeniden ayağa kaldırmak için çok çalıştılar.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da deprem bölgesinde ve tüm Türkiye’de insanları hayata bağlayacak ve sosyal fayda yaratacak projeler geliştireceğiz. Kale Grubu ve Kaleseramik Vakfı olarak, uzun vadeli sürdürülebilir çözümlerle bölgedeki toplumsal iyileşmeye katkıda bulunmaya devam edeceğiz.
Kale Grubu Deprem Yardım Çalışmaları (Tüm faaliyetler Kaleseramik Vakfı altında yürütülmüştür)
- Deprem bölgesine destek sağlamak için Kale Gönüllüleri’ne yapılan çağrı ile 150’nin üzerinde Kale Gönüllüsü, yetkili servis ve bayi olarak sahada ve afet bölgesinde yer aldık.
- AFAD başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarıyla koordineli olarak, afet bölgesine sevk edilecek yardım malzemesi ve iş makinalarının sevkiyatı için 40’ın üzerinde araç, iş makinası ve jeneratör desteği sağladık.
- İhtiyaç Haritası ve AFAD iş birliği ile bölgeye çeşitli hijyen malzemesi, giyecek, ilaç ve gıda paketleri götürdük. Binlerce depremzedeye 3000‘in üzerinde kumanya dağıtımı yaptık.
- Bölgede yaşanan depremden etkilenen çalışanlarımızın, bayilerimizin ve teknik servislerimizin yanında durduk, maddi ihtiyaçları için destek olduk.
- Engelli bireylerin ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak 194 hijyen konteyneri, 190 yaşam konteyneri olmak üzere toplam 384 konteyner gönderimi sağladık.
- Kale Grubu kadın çalışanlarının desteğiyle; depremden etkilenen çocukların sosyal hayata geri dönmelerini sağlamak için, Kadınlar Günü ve Anneler Günü’nde deprem bölgesinde 5 adet kreş konteyneri ve oyun parkı oluşturduk.
- Yönetim kademelerinde olduğumuz DEİK ve İstanbul Sanayi Odası’nın bölgede kurduğu yaşam kentlerine, 8 konteyner, 2 jeneratör ve 1000’in üzerinde ürün desteği sağlayarak toplam 6 milyon 269 bin TL’lik yardımda bulunduk.
- Türkiye -Avusturya ICC ile yaptığımız iş birliği ile ülkeler arasında köprü olduk. Rotary Distrikt 1920’nin desteğiyle Adıyaman Palanlı köyünde 13 yaşam, 4 hijyen olmak üzere toplam 17 konteyner kurduk.
- Amerika merkezli Good 360 ve Lift iş birliği ile deprem bölgesine aktarılmak üzere toplanan yardımların Türkiye’deki koordinasyonunu sağladık. Piyasa değeri 6 milyon doları bulan yardımları deprem bölgesine ulaştırdık.
- 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Hatay’da gerçekleştirdiğimiz “Her Çocuğa Değer” etkinliğinde 100’ün üzerinde depremzede çocuk için atölyeler düzenledik, çocuklara hediyeler verdik.
- 500 çocuk için TokTut Derneği ile gıda kolileri, Yapı Kredi Yayınları iş birliği ile hediye paketleri hazırladık.
- Ramazan Bayramı’nda Acil İhtiyaç Projesi Vakfı iş birliği ile yaklaşık 1500 çocuk ve gencin bayram dileğini gerçekleştirmek için Kale Grubu çalışanlarıyla seferber olduk.
- Hansgrohe Türkiye iş birliği ile Adıyaman’da 36 konteynerden oluşan konteyner köy kurarak depremzedelere yeni bir yaşam alanı sağladık.
- İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı kapsamında desteklediğimiz sosyal girişimlerin, deprem bölgesine yönelik projelerini hayata geçirmek için Topluluk Destek Programını başlattık ve toplamda 2 milyon TL’lik 7 projeye destek olduk.
- Depremden etkilenen vatandaşlara sürdürülebilir bir yaşam imkânı sunmak amacıyla Babalar Günü’nde “Seramik Yer ve Duvar Karosu Kaplamacılığı” alanında Meslek Edindirme ve Geliştirme Uyum Kursu açtık.
- Kurban Bayramı’nda Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV) iş birliği ile deprem bölgesindeki çocuklara hediye etmek üzere UNICEF ve Toplum Gönüllüleri Vakfı’na (TOG) 40.000 adet kitap bağışı yaptık.
- 2023 2024 Eğiitim öğretim yılı yeni dönem burs kontenjanımızın %85’ini depremden etkilenen öğrencilerin eğitimlerinin devamına destek olabilmek için için ayırdık.
- Kale Gönüllülüleri ile İstanbul Maratonu’nda adımlarımızı iyiliğe dönüştürdük. Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı için koşarak deprem bölgesindeki bebeklerin Erken Müdahale Programı’na erişimlerine destek olduk. 78 Kale Gönüllüsü koşucu ile 595 bebeğin 2.180 gelişim seansına katkı sağladık.
- Good 360 ve Lift iş birliğimizin devamı olarak Maersk ve Lululemon’ın desteğiyle 60 adet konteyner, mobilya ve 500’ün üzerinde kış şartlarına uygun tekstil malzemesinin bölgeye ulaştırdık.