Türk reklam dünyasının önde gelen ajanslarından Alaaddin, bu yıl 20. yılını coşkuyla kutluyor. 2004 yılında Birol Özcanlı, İsmail Bölükbaşı ve Murat Doğu tarafından kurulan ajans, “Sihir markanın kendisindedir” felsefesiyle yola çıkarak bugüne kadar birbirinden başarılı projelere imza attı. Alaaddin’in 20 yıllık geçmişi sadece bir ajansın değil, aynı zamanda bir vizyonun, tutkunun ve başarının öyküsü…
Biz de bu başarı öyküsünü konuşmak üzere, Yönetici Ortak & Ajans Başkanı Birol Özcanlı, Ajans Başkan Yardımcısı / Executive Creative Director Hande Çeviköz Doğru, Genel Müdür Yardımcısı / Strateji & İş Geliştirme İmer Kamadan Şen ve Genel Müdür Yardımcısı / Müşteri İlişkileri Aslı Önal ile bir araya geldik. Ajansın yolculuğunun ilk adımlarından önemli anlarına, yaratıcılık stratejilerinden gelecek vizyonuna kadar detaylı bir sohbet gerçekleştirdik.
Birol Özcanlı, ajansın kuruluş fikirlerini ve Alaaddin‘in 20 yıllık yolculuğunu paylaşırken, Hande Çeviköz Doğru markalara sadece reklam değil, aynı zamanda stratejik bir ortaklık sunduklarını vurguladı. İmer Kamadan Şen, markaların genel stratejileriyle uyumlu, etkili kampanyaları nasıl öne çıkardıklarını belirtirken, Aslı Önal ise müşteri memnuniyetine odaklanarak ajansın müşteri portföyünü nasıl genişlettiklerini paylaştı. İşte keyifli sohbetin tamamı:
Alaaddin bu yıl 20. yaşını kutluyor. Nasıl bir 20 yıl oldu?
Birol Özcanlı: 20 yıl önce İsmail Bölükbaşı ve Murat Doğu ile birlikte ajansı kurarken, ismimizi Alaaddin koyduğumuzda “Sihir markanın kendisindedir” dedik ve o günden bugüne müthiş markalarla, harika insanlarla birlikte sihir dolu bir 20 yıl geçirdik. Geriye dönüp baktığımızda, bize cesaret ve ilham veren 200’den fazla markayla çalışmanın ve yolu Alaaddin’den geçen 400’den fazla mesai arkadaşımızla binlerce yaratıcı iş yapmanın gururunu yaşıyoruz.
Kurucu ortakların network ve bağımsız ajanslarda edindiği uzun yıllar süren deneyimler sonrası 2004’te başladığımız bu serüvende, markalarımızın iş ve iletişim sonuçlarını her zaman ön planda tuttuk. Sektördeki değişimlere hızla adapte olarak, insanları ve temas noktalarını etkileyen trendleri öngörerek markalarımıza proaktif ve çok boyutlu hizmetler sunmayı başardık.
Geçtiğimiz ay ise, bir yılı geride bırakırken 20. yılımıza da merhaba dedik ve Babylon Bomonti’de 850 Alaaddin dostunun katıldığı “Level 20 Unlocked Party” ile ikinci 20 yılımızın kapılarını araladık. Yeni 20 yıl için planlarımızı gerçekleştirmeye başladık bile.
Aradan geçen 20 senede kilometre taşı sayılabilecek adımları neler oldu? Önemli projeleri veya kampanyalarınız nelerdi?
Birol Özcanlı: 20 yıl boyunca, sektörel değişimlerle örtüşen birçok kilometre taşına imza attık. Özellikle dijitalleşme, sürdürülebilirlik, medya ve tüketici davranışlarındaki dönüşüm, kampanyalarımıza ve stratejilerimize yön verdi. Kuruluşumuzdan bu yana iş birliğimizi sürdürdüğümüz pazarlama okulu markalar bizi işimizin temelleri konusunda dönüştürürken, genç ve dinamik markalarla geliştirdiğimiz iş birlikleri yeni medyada yaratıcı fikirlerimizle fark yaratmamızı sağladı. Bu 20 yıllık maratonda yılın en beğenilen reklam filmini de çektik, best case seçilip globalde uygulanan kampanyalar da yarattık, sıfır noktasından ele alıp karakter yaratım sürecinden lansmanına kadar dev finans kuruluşunun dijital dönüşümüne öncülük eden işlere de imza attık.
Bu 20 yıl içinde ajansın en büyük başarıları ve karşılaştığı en büyük zorluklar neler oldu? Bu deneyimler, ajansın gelişimine nasıl katkı sağladı?
Birol Özcanlı: Alaaddin’in başarıları, zorlukları aşma yeteneğimizden doğdu diyebilirim. En büyük zorluklarımız, sektördeki hızlı değişimler ve rekabet ortamıydı. Bu zorluklar, bizi daha yenilikçi ve esnek olmaya itti.
Ayrıca geçirdiğimiz 20 yıl, aynı zamanda dünyanın ve ülkemizin de büyük değişim ve dönüşümler yaşadığı bir 20 yıla denk geldi. Zorlukları da başarıları da bu dönüşümlerin etkisinden ayrı saymamız mümkün olmaz. Yaşanan teknolojik devrim, işimizi daha doğru ve hızlı yapmamız ve çözüm ortaklarımıza daha derinlikli bir hizmet sunmamızı sağladı. Bununla beraber dünya ve ülke çapında yaşanan ekonomik krizlerin her zaman ilk etkilediği sektörlerin başında reklam ve pazarlama sektörleri geldiği için; bu zamanlar bizi kriz yönetimi konusunda geliştirdi.
Belki de bu gelişimin etkisiyle tüm sektörleri olumsuz etkileyen pandemiden, ajansımızı hem müşteri portföyü hem de yetenek havuzu yönünden zenginleştirerek çıkartmayı başardık. “Evde Kal Türkiye” dönemi sonrasında markalar da büyük bir değişime gitti. Bu dönemde biz de eş zamanlı davet edildiğimiz 9 konkura girme gibi yoğun bir süreçten geçtik.
Bu süreç, ajansımıza büyük bir dinamizm getirdi ve gerçekçi olmak gerekirse, uzaktan çalışma sırasında bir nebze zayıflayan ekip bağlarımızı kuvvetlendirme fırsatı sundu. Bu konkur süreçlerinden 8’ini başarıyla tamamladık ve bu başarılar, bizi bugün 40 farklı markaya, birçoğuna holistik hizmetler sunan bir ajans noktasına taşıdı. Bu gelişmeler, hem ajansımızın kapasitesini hem de sektördeki etkimizi artırdı. Her bir konkur, ekip olarak bir araya gelmemize, farklı fikirleri paylaşmamıza ve birlikte yeni çözümler üretmemize olanak tanıdı. Bu deneyimler, yaratıcılığımızı güçlendirdi ve markalarla olan ilişkilerimizi daha da derinleştirdi. Bu süreçte kazandığımız deneyimler ve başarılar, geleceğe dönük stratejilerimizde önemli bir rol oynayacak ve ajans olarak sürekli gelişimimizi destekleyecek.
Aynı dönemde organizasyonel yapımızda da bir değişikliğe gittik. Kurucu ortaklar olarak en büyük arzumuz Alaaddin’i sürdürülebilir bir yapıya kavuşturarak, kişilerden bağımsız olarak uzun yıllar yaşayabilmesini sağlamak. Bu yapının ilk adımlarını atarak, ajansımızın Yönetici Kreatif Direktörü Hande Çeviköz Doğru’yu Ajans Başkan Yardımcısı olarak konumlandırdık. Genel Müdürü Yardımcılarımızdan İmer Kamadan Şen strateji ve iş geliştirme, Aslı Önal ise müşteri ilişkilerinden sorumlu olarak yönetim kadrosunu güçlü bir şekilde destekliyor.
“İş yapış şeklimiz, her zaman müşteri odaklı ve yaratıcılığa dayalı.”
Alaaddin nasıl bir iş yapış şekliyle çalışıyor? İş birliği içerisinde olduğunuz markalara nasıl bir değer katıyorsunuz?
İmer Kamadan Şen: İş yapış şeklimiz, her zaman müşteri odaklı ve yaratıcılığa dayalı. Ancak tasarladığımız yaratıcı işlerin anlamlı ve etkili olmasını da çok önemsiyoruz. Bu nedenle yaratıcı sürecin bir adım öncesi ve sonrası da, strateji ve iş sonuçlarına etkili mecra uyumlu uygulamalar olarak iş yapış şeklimiz içerisinde doğrudan yer alıyor. Markalarla kurduğumuz iş birlikleriyle, onlara sadece reklam hizmeti değil, aynı zamanda stratejik ortaklık sunuyoruz. Bu stratejiyi doğru kurgulayacak her tür datanın planlanması, varsa yorumlanıp stratejiyi beslemesi verdiğimiz hizmetin içerisinde yer alıyor.
Markaların genel stratejileriyle uyumlu, etkili ve özgün reklam kampanyaları yaratıyoruz. Bu süreçte, yaratıcı takımlarımızı büyük düşünmeye ve başarı için gerekli ortamı oluşturmaya teşvik ediyoruz. Markaların iş sonuçlarını iyileştirmelerine, iş ve iletişim sonuçları anlamında fark yaratmalarına yardımcı olarak, onlara değer katmayı hedefliyoruz. Bu yaklaşım, markanın uzun vadeli hedeflerine uygun stratejik yönlerin geliştirilmesini de içeriyor.
Reklam sektöründeki genel değişimleri göz önünde bulundurarak, ajansın bu değişimlere adaptasyon süreci hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Birol Özcanlı: Reklam sektörü dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve veri odaklı pazarlama gibi alanlarda sürekli bir evrim içinde. Biz Alaaddin olarak, bu değişimleri yakından takip ediyor ve sektördeki yeniliklere önceden hazırlıklı olmak için proaktif adımlar atıyoruz. Bu sadece teknolojik gelişmelere ayak uydurmak anlamına gelmiyor; aynı zamanda sürdürülebilir ve veriye dayalı yaklaşımlarımızı sürekli güncelliyoruz.
20 yıl önce çizgi üstü reklam hizmeti vermek amacıyla yola çıkan Alaaddin, bu süre zarfında değişen tüketici ve müşteri beklentilerine ayak uydurmak adına hizmet skalasını her daim geliştirip derinleştirme yönüne gitti. Bu doğrultuda bünyesine dijital, doğrudan pazarlama ve shopper marketing ajans hizmetlerini ekleyerek başlayan gelişim bugün data analitikten sosyal medya yönetimine, medya planlama danışmanlığından dijital medya planlama ve satın almaya uzanan geniş bir yelpazede devam ediyor.
“İnsan odaklı bir kültür yaratmaya özen gösteriyoruz.”
Aslı Önal: Bir diğer yandan, ajansımızda insan odaklı bir kültür yaratmaya özen gösteriyoruz. Liderlikte en önemli becerilerden biri dinlemek. Jeff Goodby’nin dediği gibi, iyi bir lider olmak, ekip üyelerinin fikirlerini, endişelerini ve yaratıcılıklarını dinlemek ve bunlara değer vermekle başlar. Bu yaklaşım, reklam dünyasında başarıyı getiren anahtar unsurlardan biridir.
Pandemi dönemi sonrası değişen çalışma koşulları sürecinde de “dinleme” yaklaşımımızın meyvelerini topladığımızı da söylemek isterim. Yaratıcıların beklentilerinin karşılanması, sadece fiziksel çalışma koşullarının ötesine geçiyor. Yaratıcılık ve inovasyon için gerekli olan psikolojik güven ortamını sağlamak, ekibimizin fikirlerini özgürce ifade edebilmeleri için elzemdi. Pandemi dönemi ve sonrasında, adaptasyon sürecimizin temelini ekip üyelerimizi dinlemek ve onların ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde yanıt vermek oluşturdu. Bu yaklaşım, hem ekibimizin hem de ajansımızın bu zorlu dönemde başarılı bir şekilde ilerlemesini sağladı. Bu deneyim, Alaaddin’in gelecekteki değişimlere adaptasyon sürecinde de rehberimiz oluyor.
“Bir marka tahmin edilemez olduğunda, her telden konuştuğunda, bu onu anlamsız kılar.”
Türkiye reklam sektöründeki yaratıcılık atmosferini nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle son dönemde global yarışmalarda çok da iyi bir yerde olmadığımızı görüyoruz. Bunu nedenini nasıl açıklarsınız?
Hande Çeviköz Doğru: Türkiye reklam sektöründe yaratıcılığın atmosferi, dinamik ve sürekli gelişen bir yapıda. Global yarışmalarda daha iyi yerlere gelmek için, yerel özgünlüğümüzü koruyarak global trendlere ve yenilikçi yaklaşımlara odaklanmamız gerekiyor. Bu, hem ajansların hem de markaların ortak sorumluluğu.
Ayrıca genellikle markaların ‘insanlaştırılması’ üzerine yoğunlaşmış bir yaratıcılık atmosferi görüyoruz. Ancak insan öngörülemez, insan sürekli bir değişim içerisindedir. Bir markanın her yıl kendini yeniden tanımladığını hayal edin. Bu, markanın ne yaptığını, neyi temsil ettiğini veya neden var olduğunu bilmenizi zorlaştırır. Sürekli değişim, markanın her şeyi ve hiçbir şeyi ifade etmesine neden olur. Bir marka tahmin edilemez olduğunda, her telden konuştuğunda, bu onu anlamsız kılar. Tutunacak hiçbir şey olmadığı için, markayla bağ kurmak imkansız hale gelir. Bu yüzden, markaların karmaşık insan özelliklerinden ziyade, belirgin ve sabit niteliklere sahip olmaları, hedef kitleleriyle daha etkili bir bağ kurmasına yardımcı olacaktır. Çünkü, markaların en etkili olduğu an, evrensel bir anlam buldukları ve bu anlamla herkesle bağ kurabildikleri zamandır.
Bu bakış açısıyla, marka iletişiminde sadelik ve netlik prensiplerini benimsemek, markaların değerlerini ve farklılaştırıcı özelliklerini vurgulayarak odaklanmış kampanyalar yaratmak, global yarışmalarda daha başarılı olmamıza katkı sağlayabilir.
“Geleceğe hazırlanırken, bugünü anlamakla işe başlıyoruz”
Alaaddin kendisini geleceğe nasıl hazırlıyor? Önümüzdeki 5-10 yılda nasıl bir Alaaddin olacak?
Birol Özcanlı: Alaaddin olarak geleceğe hazırlanırken, bugünü anlamakla işe başlıyoruz. Pazarlama dünyasında yaratıcılıkla teknolojinin arasındaki gereksiz çatışmaları aşarak, her ikisinin de birbirinin dostu olduğunu ve ortaklaşa kullanıldığında nasıl büyük bir etki yaratabileceğini biliyoruz. Teknoloji, insan yaratıcılığını ölçeklendirir ve genişletir. Tıpkı baskı makinesinden sosyal medyaya kadar teknolojinin, yaratıcı fikirleri yayma şeklimizi nasıl değiştirdiği gibi. Bu, bizi Sir John Hegarty’nin “the big idea” yaklaşımına götürüyor. Yaratıcılığın hala en etkili yol olduğuna inanıyoruz, ancak bu yaratıcılığı daha da güçlendirmek için veri ve yapay zeka teknolojilerini kullanıyoruz.
Hande Çeviköz Doğru: Bir diğer yandan geleceğe hazırlık sürecimizde, sürekli değişen ve karmaşıklaşan toplumsal manzarada yolumuzu bulmak için stratejik ve yaratıcı düşünceyi ön planda tutuyoruz. Sabah haberlerinde sürekli karşılaştığımız başlıklar arasında perma-krizler ve yaklaşan felaket senaryoları yer alıyor. Bu durum, insanların yüzlerinde gülümseme yaratacak, eğlenceli reklamlara olan ihtiyacı daha da artıyor.
Ancak global arenada da iş dünyası liderleri artık tüketici etkileşimlerinde mizahı kullanmaktan çekiniyorlar. Drum’un 2022’de yayınladığı ‘Tüm Zamanların En İyi Reklamları’ listesinde, sadece iki mizahi reklam yer alıyor: Old Spice’ın ‘The Man Your Man Could Smell Like’ (2010) ve Skittles’ın ‘Touch the Rainbow’ (2008) kampanyaları. Bu durum, hedef kitlelerimizin ses tonumuzda ve yaratıcılığımızda mizah görmek istedikleri gerçeğiyle çelişiyor.
Amaç ve mizah birbirinin düşmanı değil. Toplumsal manzara eskisinden daha karmaşık olsa da, bu, mizahı tamamen terk etmemiz gerektiği anlamına gelmiyor. Alaaddin olarak, gelecekte markalarımıza değer katarken eğlencenin ve mizahın gücünü hiç unutmamayı hedefliyoruz. İnsanların hayatlarına dokunan, onları gülümseten ve markalarımızla güçlü bir bağ kurmalarını sağlayan reklamlar yaratmaya devam edeceğiz.
Özetle Alaaddin olarak geleceğe hazırlanırken, teknolojik gelişmeleri, sürdürülebilirlik ilkelerini ve yaratıcı yeteneklerin geliştirilmesini önceliklendirirken eğlenmeyi hiç unutmayacağız ve önümüzdeki 5-10 yıl içinde, daha da yenilikçi, esnek ve etkili bir ajans olacağız.