Bizim hikayemiz 36 yıl önce İstanbul Kuzguncuk’ta, 25 metrekarelik bir alanda ilk mağazamızı açmamızla başladı. Bir özel okulda rehber öğretmen olarak çalışıyordum. Kendimi bildim bileli modaya ilgim vardı. Bir yandan yaz tatilini değerlendirmek, bir yandan da merak ettiğim bu sektörü keşfetmek, neler yapabileceğimi deneyimlemek istedim. Benim bu heyecanıma, o dönem askeriyede görev yapan eşim Yılmaz da eşlik etti. Okulların tatil olduğu haziran ayında ihraç fazlası ürünler satan küçük bir dükkân açtık.
Girişimci ruhla, bilmediğimiz bir sektöre; kariyerimizi ve hayatımızı bambaşka bir yöne taşıyacak yepyeni bir işe girmiştik. Öğrenecek çok şey vardı. Bir moda markası kurmanın, dahası hazır giyim perakendesinde faaliyet göstermenin göründüğünden daha büyük ve kompleks bir iş olduğunu daha işin başında fark ettik. Tasarım, kumaş, kalıp, mağazacılık… Her biri gerçek birer meydan okumaydı bizim için. Bilmediğimiz, öğrenecek çok şey vardı. Evet zordu ama istekliydik, hevesliydik daha da önemlisi bu işi sevmiştik. Önce müşterimizden öğrendik. O küçücük mağaza bizim için bir etüt alanı gibiydi.
“Bugün Koton’un en kuvvetli kası, müşterisiyle arasındaki ilişkidir, onun sesini herkesten önce duyabilmesidir”
Müşteri ne ister, müşteriyle nasıl iletişim kurulur, ürünle müşteriyi nasıl buluştururuz… Müşterimizi dinlemeyi ilk orada öğrendik. Bugün Koton’un en kuvvetli kası, müşterisiyle arasındaki ilişkidir, onun sesini herkesten önce duyabilmesidir. Başarmak istiyorduk ve en değerli şey, bilgiydi. Bilginin peşinde koştuk, çok okuduk, bilenlere danıştık, danışmanlıklar aldık, kendimizi çok yönlü olarak geliştirmeyi bir sorumluluk olarak gördük.
Bugün 30 ülkede, yurt içinde ve yurt dışında toplam 435 mağazası olan bir marka olabildiysek, e- ticaret aracılığıyla 71 ülkeye Koton modasını ulaştırabiliyorsak, 36 yılda Türkiye’nin önde gelen moda markalarından biri haline geldiysek hep bu gelişim odaklı yapımız sayesindedir. İki kişi başladığımız yolculukta, aramıza katılan her arkadaşımız da bu yapıya destek verdi. Büyük, yetenekli ve dinamik bir ekibimiz var. Tüm dünyayla iletişim halindeyiz. Hem Türkiye hem de global ekiplerimizden beslenerek büyümemizi sürdürüyoruz. Ve her gün yeni bir şeyler öğrenmeye devam ediyoruz. Tüm zorlukları birlikte aşıyor, birlikte başarmanın gururunu yaşıyoruz.
“Bizde masada kalan hayal yoktur. Muhakkak deneriz, hayalin gerçeğe dönüşmesi için çabalarız, oldurmaya çalışırız”
Yeniliklere ve yaratıcı düşünceye değer veren bir yapım var. Tüm büyük işlerin tek bir hayalle başladığını ve sonrasında çok çalışarak bir noktaya gelindiğini hiçbir zaman aklımdan çıkarmam. Hem kendi hayallerimi hem de ekip arkadaşlarımın hayallerini çok önemserim. Koton’da hayal kurmaya uygun bir ortam yaratabildiğimizi düşünüyorum. Bizde masada kalan hayal yoktur. Muhakkak deneriz, hayalin gerçeğe dönüşmesi için çabalarız, oldurmaya çalışırız. Bu noktada, hız ve zaman verimliliği de bir lider olarak çok önemsediğim bir kriterdir. Ben tavada pişirip, havada yemeye inanırım. Moda sektöründe hız çok belirleyici. Bu alanda liderlik yaparken konuları, fikirleri, projeleri zamana yayma şansımızın olmadığını düşünüyorum.
Öte yandan liderler sadece işlerinde elde ettikleri sonuçlarla değil hayattaki duruşları, dünyaya ve topluma katkıları, ülkelerine ve geleceğe karşı hassasiyetleriyle de değerlendirilmektedirler. Ben kendimi bu anlamda tam bir Cumhuriyet kadını olarak tanımlıyorum ve Atatürk’ün açtığı yolda, daha eşitlikçi bir toplumsal yapının oluşması için çalışmayı da bir sorumluluk olarak görüyorum.
Bugün Koton’da kadın çalışan oranımız yüzde 72, kadın yönetici oranımız yüzde 54.
Kadın haklarının Cumhuriyet’in en değerli kazanımlarının başında geldiğini dikkate alarak, ülkemizdeki toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine Koton olarak güçlü bir şekilde destek veriyoruz. Ben de şirketimizde kadınların öncü rollere gelmesi konusunda cesaretlendirici olmayı önemsiyorum. Bugün Koton’da kadın çalışan oranımız yüzde 72, kadın yönetici oranımız yüzde 54. Kadın dokunuşunun, şirket yapısını da sosyal dokuyu da güçlendirdiğini düşünüyorum. Yaşama Saygı sürdürülebilirlik yaklaşımımızın en önemli gereklerinden biri olarak gördüğümüz Kadına Saygı başlığı altında yürüttüğümüz çalışmalarımız, sıkı sıkıya sahip çıkmamız gereken eşitlik, çeşitlilik, kapsayıcılık gibi temel değerlerimizi birebir yansıtıyor. Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak, bu değerleri liderlik rolümün değişmez tanımlayıcıları olarak görüyorum.
Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamadan sürdürülebilir bir kalkınmadan söz etmek mümkün değil. Bu alanda tutarlı bir politikamız var. Kadınların sosyal yaşamlarını ve iş hayatlarını iyileştirmek için pek çok etkin proje yürütüyoruz; öte yandan ulusal ve uluslararası inisiyatifler aracılığıyla taahhütlerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. BM Kadının Güçlendirilmesi Prensipleri WEPs’i Türkiye’de imzalayan ilk şirketlerden biri olarak, Koton Yönetim Kurulu tarafından imzalanan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikamız ile kadınlara eşit fırsatlar sunan bir işveren olmayı taahhüt ediyoruz. Adil ücret ve kariyer politikası izleyeceğimizi, kadınlara yönelik iyileştirmeleri ön planda tutacağımızı kabul ediyor ve bir anlamda paydaşlarımıza bunun sözünü veriyoruz.
Toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde, bugün artık her biri kendi alanında model halini almış pek çok projemiz bulunuyor. 2016’da hayata geçirdiğimiz ve Koton mağazalarında gördüğünüz El Emeği Koleksiyonumuz da bunlardan biri. Projemiz, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki kadınların el emekleri ile üretim sürecine katılmalarına, gelir elde ederek ekonomik ve sosyal hayata katılımına olanak sağlıyor. 2024 itibarıyla KAGİDER iş birliği ile Hatay’da depremden etkilenen kadınlarımızı da kapsayacak şekilde projemizi genişletiyor olmanın heyecanını yaşıyoruz.
Ev Kadınları Projesi ile, ev yaşamını önceliklendirmiş kadınların iş yaşamına kademeli geçiş yapmalarını sağlamak için onlara yarı zamanlı çalışma imkânı sunuyoruz. Böylelikle projeye dahil olan kadınlar kendi belirledikleri gün ve saatlerde çalışarak ekonomik ve sosyal hayata katılabiliyorlar. Projeden yararlanan kadınlara farklı eğitimler aracılığıyla kariyer gelişim fırsatları sunmayı da hedefliyoruz.
Türk Eğitim Vakfı ile birlikte oluşturduğumuz fonumuzla depremden etkilenen 200 kızımız için burs olanağı sağlıyoruz. Bir Kadın Dünyayı Değiştirebilir Etki ve Dayanışma Burs Fonumuz ile depremden etkilenen kızlarımızı eğitim hayatları boyunca desteklemenin yanı sıra, Koton bünyesindeki mentorleri ile eşleştirecek mekanizmanın hazırlığında da son aşamaya geldik. Fon projemiz kapsamında bursiyerlerimiz profesyonel hayatla ilgili mentorluk desteği alacak, ek olarak kariyerlerine başlangıç adımlarını Koton’da atabilecekler.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlama programımız, Koton’un toplumsal cinsiyet eşitliği meselesine duyarlı bakışını ortaya koyan en önemli göstergelerden biri. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü bir günle değil haftaya yayılmış farkındalık etkinlikleriyle kutluyoruz. Çalışma arkadaşlarımıza yönelik farkındalık kampanyaları, iletişim çalışmaları ve Mor Oda Sohbetleri adını verdiğimiz oturumlarımızla her yıl dolu dolu bir hafta geçiriyoruz. Mor Oda Sohbetleri’nde Koton çalışanlarını alanında başarılı ve etkili isimlerle buluşturuyoruz.
Kadın çalışma arkadaşlarımızı iş yaşamlarında destekleyen bir diğer projemiz olan Regl İzni uygulamasını da başlatmış bulunuyoruz. Uzun yıllardır devam eden Koton Moms programımızla, ebeveynliğe hazırlanan ve yeni anne olmuş Koton kadınlarını destekliyoruz. Çocuğu ilkokula giden anneler için de okulun ilk günü ve karne günü izinleri tanımlıyoruz.
“Kadınların olmadığı yerde gelişmeden ve ilerlemeden söz etmek mümkün değil”
İş dünyasında eşitliğin sağlanabilmesi adına en önemli kavram samimiyet ve içselleştirme. İşe, toplumun bir yarısını oluşturan bir güçten bizi mahrum eden bir yapının, kalkınmanın önünde bir engel olduğunu kabul ederek başlayabiliriz. Kadınların olmadığı yerde gelişmeden ve ilerlemeden söz etmek mümkün değil. Kadın dostu şirket kavramı bu noktada önem kazanıyor. Koton’da uyguladığımız ve önceki soruda sıraladığım pek çok proje, kadınların çalışma hayatına dahil olmalarını, profesyonel hayatta kalmalarını ayrıca kariyerlerinde yükselmelerini teşvik edici uygulamalardır.
İş dünyasında çok büyük kitlelere seslenen, binlerce çalışana sahip ve milyonlarca müşteriye dokunan bir şirketin temsilcisi olarak var olan durumu iyileştirmenin, kadınların profesyonel hayattaki varlıklarını güçlendirmenin hepimizin sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde kadınların iş gücüne katılımının yüzde 36 seviyesinde kaldığını düşünürsek, bu alanda daha gidecek çok yolumuz odluğunu söylemek zor değil. Biz Cumhuriyet değerlerini benimsemiş bir şirket olarak kadınların hayatın her alanda eşit ve adil bir şekilde varlık gösterebilmesi için kararlı bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz.
Çalışma hayatına yeni başlayan kadınların kariyerlerine ve hayatlarına dair planlama yapmalarını öneririm. Hedefler koymalarını, kendi gelişimlerine katkı sağlayacak bir ortamda bulunmalarını ve bu hedefler doğrultusunda adım adım ilerlemelerini tavsiye ederim.