Ben Fatma. Kendimi yazılı olarak ifade etmenin daha kolay olduğunu fark edince küçük yaşta hikaye yazmaya başladım. İnsanları ve en çok da babamı güldürebildiğimi görünce de ortaokul zamanlarımda kendime meslek olarak reklamcılığı seçtim.
Annemin daha sonraları anlattığına göre ilk kelimelerim “anne” ya da “baba” değil, Tat Ketçap’ın “dök dök ye” sloganıymış. Yaklaşık 12 yıldır hayalini ettiğim bu mesleği yapıyorum. Hayaller gerçeklere benziyor mu? Her zaman değil ama işimi gerçekleri ve hayalleri ile seviyorum.
Eğitimimi Ankara Üniversitesi İlef’te tamamladım. BBDO ve Draft FCB’de stajyer, Lowe’da reklam yazarlığı yaptıktan sonra öğrencilik hayalim olan Medina Turgul’a geçtim. 5 yıllık bir serüvenimiz oldu ve beni mesleki anlamda ben yaptı bu deneyim. Sonra Man Ajans ve sonra artık biraz da dijital diyerek Senfonico’da çalıştım. Senfonico’da başladığım ve 3 yıldır sürdürdüğüm creative group head’lik görevine, son 2 aydır Alaaddin’de devam ediyorum.
İlef’in bir okul olarak en iyi yaptığı şey, Reklam Atölyesi ve o zamanlar adı Kısa Kes olan film atölyesi ile öğrencilere bir sektör simülasyonu yaşatabilmesiydi bence. Okuldan mezun olduğumda sektöre çok hazır olduğumu zannederken, gerçek sektörün bizim küçük ve şirin okul dünyamızdan çok çok büyük, çok çok gergin ve çok daha ciddi olduğunu fark etmem uzun sürmedi.
Öğrenecek çok şeyim olduğunu ve öğrendikçe hiçbir şey bilmediğimi gördükçe kendimi işe verdim. Aslında eğitim, bilmediğin bir şeyi öğrenmek değil bu meslekte. Bildiğin halde hataya düşmek, bilmeden doğru bir şey yapmak, yapa yapa pekiştirmek ve bir gün artık bilinçli olarak işini yapmaya başlamak. Kimse size gelip dün jr’dın bugün mid level’sın demiyor. Öğrenmek de zaten hiçbir zaman bitmiyor. İşin en zevkli kısmı da bu.
“Gençler eskisi kadar reklamcılığa ilgili değiller”
Sektöre başladığımda bu meslekte çok değerli, yetenekli ve çok yönlü insanlar vardı. Hala olmakla beraber, birçoğu mesleği bıraktı. Gençler ise eskisi kadar reklamcılığa ilgili değiller. Bu mesleğe küsmenin ortak sebebi, değersiz hissetmek bence. Yönetici bir pozisyona geldiğimde bunu farklı yapacağıma ve herkesin özgün yeteneklerine göre doğru yerde olmalarını sağlayacağıma dair kendime söz verdim. Şimdiye kadar iyi gittiğime inanıyorum. Benim için ekiple dost olmak çok değerli. Onların rahat ve özgür hissetmeleri, rahatça ve özgürce yaratabilmeleri demek bana göre.
Creative Group Head ne yapar?
Group head; ekibi bir araya toplayıp iş dağılımlarını yapar, fikirleri dinler, en iyi hallerine ulaşmalarını sağlar ve iyi fikirler üretir. Sunumların hazırlanmasının birinci sorumlusudur. İşlerin yetişmesinin ve yolda çıkan krizlerin çözülmesinin de öyle. Ekipte adil bir iş dağılımı yaptığından, her şeyin yolunda olduğundan emin olmak onun görevidir.
Eğer bir şeyler yolunda değilse destek istemesi gerekir. Özetle kriz yöneticisidir diyebiliriz. Artık jr&mid ya da sr olduğu zamanlardaki gibi fikrinin müşteri tarafından seçilmesini ummaktan ziyade, en iyi fikirleri müşteriye satmaktan sorumludur. Ve onu en iyi şekilde hayata geçirmekten. Ki bunun yolu, müşteri ve üçüncü partilerle iyi ilişkiler geliştirmekten geçer.
Görevimin temel odak noktaları ve sorumluluklarını sayacak olursam: ekibin üretken ve rahat çalışmasına ortam yaratmak, yaratıcılığı brief’in sınırlarında en uzağa kadar götürebilmek, işleri zamanında ve en iyi biçimde teslim edebilmek, müşteri ile iyi ilişkiler geliştirerek en iyi fikri satabilmek, üçüncü partileri doğru seçmek ve işin en iyi şekilde hayat bulmasını sağlamak.
Sabah kalkıp doğdu güneşim dedikten sonra bolca toplantıya giriyorsunuz. Bunlar bazen statüs, bazen sunum, bazen de brief toplantıları oluyor. Kişisel olarak benim günüm, kendi ekibimle yaptığım toplantılarla geçiyor diyebilirim. Fikir konuşmak, sunumları hazırlamak, fikirleri iyileştirmek, bazen de oturup kendin yeni fikirler eklemek. En çok da sunumun üstünden geçip hataları düzeltmek…
“Müşteri ilişkileri, strateji ve yaratım aynı brief için çalıştığının farkında olmalı”
Çalışma sürecimin en zor kısmı bazen geri bildirim alamamak. Örneğin müşterinize sunum yapıyorsunuz, sonra aynı brief için yeniden, yeniden ve yeniden sunum yapıyorsunuz. Bir noktada neden bu sunum döngüsüne girdiğinizi ve nasıl çıkacağınızı sorgular hale geliyorsunuz.
Bütünleşik çalışmanın gücüne inanıyorum. Bence müşteri ilişkileri, strateji ve yaratım aynı brief için çalıştığının farkında olmalı. Çünkü bu döngüleri kırmak için herkesin şapkasını önüne alıp, hep birlikte düşünmesi önemli. Bir şeyi yapamadığınızı ya da yetersiz kaldığınızı fark ettiğinizde rahatça gidebileceğiniz üst mercilerin varlığı da çok önemli. Geri bildirim almak ve vermek eksik kaldığında işler sarpa sarıyor.
Şu an Alaaddin’de çok yeni olmakla birlikte, çalışma ortamım çok samimi diyebilirim. Herkes işine odaklı ve herkes iyi niyetli. Buraya başlarken en çok ilgimi çeken şey, uzun yıllardır burada çalışan insanların olmasıydı. Zaman geçtikçe bunun sebebini daha iyi anlayabiliyorum. Çok genç, çok komik ve çok farklı yeteneklere sahip bir ekiple çalışıyorum.
Hedefim heyecanımı koruyarak daha fazla sorumluluk alabilmek ve yeni şeyler öğrenmeye, yeni şeyler denemeye devam etmek fakat bunun yanında; sektörde, özellikle yaratıcı alanda kadın olmanın ekstra zorluklarının farkında olarak, kadınların birbirine doğru desteği vermesinde rol oynayabilmek. Hayalim, kadınların özgürce yükselebildiği bir reklam sektörü.